Sosyal medyada her gün milyonlarca içerik paylaşılıyor. Bu içeriklerin bir kısmı doğrudan bilgi, bir kısmı ise bilginin bir yoruma dönüştürülmüş hali. Ancak çoğu zaman kullanıcılar bu ikisi arasındaki farkı ayırt etmeden hareket ediyor. Özellikle kriz anlarında, yorum ile bilgi arasındaki farkın belirsizleşmesi, yanlış bilgi yayılımına, kutuplaşmaya ve güven erozyonuna yol açabiliyor.
Bu yazıda, bilgiyi paylaşmakla yorumlamak arasındaki farkı açıklıyor ve neden bu ayrımı yapmak gerektiğini ele alıyoruz.
1. Bilgi Nedir? Yorum Nedir?
Bilgi, kanıtlanabilir, ölçülebilir, nesnel ve kaynağa dayalı veriler bütünüdür. Örneğin:
- “2023 yılında Türkiye’de enflasyon %64,77 oldu.” → Bu bir bilgidir; TÜİK gibi bir kaynağa dayanır.
Yorum, kişinin bilgiye dayanarak yaptığı değerlendirme, çıkarım ya da görüş bildirimidir. Örneğin:
- “Bu enflasyon verisi vatandaşı yoksullaştırmak için kasıtlı yapıldı.” → Bu yorumdur; öznel bir değerlendirme içerir.
📌 UNESCO’nun medya okuryazarlığı tanımı bu ayrımı netleştirir:
“Bilgi, kaynak ve doğrulama temelli olmalıdır; yorum ise kişisel veya kurumsal bakış açısını yansıtır.”
(UNESCO MIL Curriculum, 2013)
2. Yorum, Bilgi Gibi Sunulduğunda Ne Olur?
Bilgi ile yorum birbirine karıştığında ortaya çıkan en büyük risk: yorumun, nesnel bir veri gibi sunulmasıdır. Bu durum, özellikle habercilikte ve sosyal medyada sıkça görülür.
🔍 Örnek:
Bir haber bülteni “Ekonomide çöküş başladı” başlığıyla paylaşılır. İçerikte bazı ekonomik veriler yer alsa da, bu ifade yorumsaldır.
Oysa “TCMB’nin faiz oranını 500 baz puan artırdığı açıklandı” cümlesi, doğrudan bilgi verir.
Yorumun bilgi gibi sunulması, izleyiciyi/manipülasyona açık hale getirir. Bu durum;
- Yanıltıcı içeriklerin artmasına
- Toplumda kutuplaşmanın derinleşmesine
- Güvenilir haber kaynaklarına olan inancın azalmasına neden olur.
💬 First Draft News raporuna göre, “bağlamdan koparılmış yorumlar, bilgi kadar tehlikelidir çünkü okur, bilgiyi çarpıtılmış şekilde alır.”
(Wardle & Derakhshan, 2017)
3. Kullanıcılar Olarak Sorumluluğumuz Ne?
Dijital vatandaşlar olarak, bir içerik paylaştığımızda ya da yorum yaptığımızda şu soruları sormamız gerekir:
- Bu ifade bir bilgi mi, yoksa benim yorumum mu?
- Bilgiye kaynak gösterdim mi?
- Bu paylaşımı gören biri, bunu kesin bir gerçek gibi algılar mı?
Bu farkındalık, bireysel düzeyde bilgi kirliliğini azaltmak için güçlü bir adımdır.
Paylaşımın başına “Bu benim görüşüm” demek bile, alıcının içerikle kurduğu ilişkiyi dönüştürebilir.
📌 Doğrula.org gibi platformlar bu ayrımı analizlerinde özellikle belirtir: “İddia, yorum içermektedir ve doğrulanabilir nitelik taşımaz.”
4. Medya ve Platformların Sorumluluğu
Elbette yalnızca bireyler değil, medya kuruluşları ve dijital platformlar da bu ayrımı netleştirmekle yükümlüdür.
Editoryal sorumluluklar şunları içerir:
- Yorum ve haber içeriklerini ayırmak
- Başlıkta yorumdan kaçınmak
- Yorum köşelerini açıkça işaretlemek
- Okura içerikle ilgili eleştirel okuma çağrısı yapmak
Sosyal medya platformları ise:
- Bilgi ile yorumun karıştırıldığı içeriklere “bağlam kartları” veya “ek bilgi” notları ekleyebilir.
- Algoritmalarla, yüksek etkileşimli ama yanıltıcı yorum içeriklerini filtrelemeyi tercih edebilir.
💬 Reuters Institute Digital News Report 2023 raporuna göre, genç kullanıcıların %54’ü “yorum ve bilgi arasındaki farkı anlayamadıklarını” belirtmiş.
Bu oran, medyadaki sunum biçimlerinin ne kadar kritik olduğunu gösteriyor. (Reuters, 2023)
📚 Kaynaklar:
- UNESCO Media and Information Literacy Curriculum (2013)
- Wardle, C. & Derakhshan, H. (2017). Information Disorder
- Reuters Institute Digital News Report, 2023
- Dogrula.org