Bilgi çağında yaşıyoruz, ama ne yazık ki her bilgi doğru değil. Dijital medyada karşılaştığımız içeriklerin büyük bir kısmı yanlış, eksik ya da yanıltıcı olabiliyor. Bu nedenle, “yanlış bilgi” kavramlarını birbirinden ayırmak ve hangi tür içerikle karşı karşıya olduğumuzu anlayabilmek, etkili bir doğruluk kontrolü süreci için kritik önemdedir. Bu yazıda üç temel kavramı ele alıyoruz: dezenformasyon, yanıltma (misinformation) ve bilgi kirliliği (information disorder).
1. Dezenformasyon Nedir?
Dezenformasyon, kasıtlı olarak yanlış veya aldatıcı bilginin, kamuoyunu etkilemek veya zarar vermek amacıyla üretilip yayılmasıdır. Burada temel unsur, niyettir. Bir içerik yalnızca yanlış olduğu için değil, bilerek ve isteyerek yanıltma amacı taşıdığı için dezenformasyon sayılır.
Örneğin, seçim döneminde sahte oy pusulası görüntüsü yayımlayarak bir partiyi haksız göstermek, dezenformasyonun tipik bir örneğidir.
🔍 Oxford Internet Institute, dezenformasyonu “kamuoyunun algısını etkilemek için sistematik biçimde yayılan sahte bilgi” olarak tanımlar. (OII, 2018)
2. Yanıltma (Misinformation) Nedir?
Yanıltma, doğruluğu kontrol edilmeden veya niyet olmaksızın yayılan yanlış bilgilerdir. Bireyler çoğu zaman iyi niyetle, doğru olduğuna inandıkları içerikleri paylaşırlar; ancak bu içerikler yine de gerçek dışıdır.
Örneğin bir vatandaş, yanlışlıkla eski bir deprem görüntüsünü “bugün olmuş” gibi paylaşırsa, bu dezenformasyon değil, misinformationdır.
UNESCO’ya göre, misinformation çoğu zaman “zararsız görünür, ancak büyük bilgi karmaşasına neden olabilir.” (UNESCO, 2020)
3. Bilgi Kirliliği Nedir?
Bilgi kirliliği (information disorder), yanlış bilgi türlerinin tümünü kapsayan daha geniş bir üst kavramdır. Claire Wardle (First Draft) bu terimi 2017’de üç ana unsurla tanımlar:
- Misinformation: Kasıtsız yanlış bilgi
- Disinformation: Kasıtlı yanlış bilgi
- Malinformation: Gerçek bilginin zarar vermek amacıyla bağlamından koparılarak sunulması
Malinformation örneği: Bir gazetecinin kişisel bilgilerini sızdırmak. Bilgi doğrudur, ama paylaşım amacı zarar vermektir.
Bu üçlü yapı, bilgi ekosistemindeki karmaşayı anlamak ve sınıflandırmak için oldukça kullanışlıdır. (Wardle & Derakhshan, 2017)
4. Neden Bu Ayrımlar Önemli?
Her yanlış bilgi aynı değildir; dolayısıyla mücadele biçimi de aynı olmamalıdır.
- Dezenformasyona karşı daha agresif içerik kaldırma ve ifşa politikaları uygulanmalıdır.
- Yanıltmaya karşı eğitim ve medya okuryazarlığı en etkili çözümdür.
- Bilgi kirliliğini önlemek içinse platformların algoritmik sorumluluğu tartışılmalıdır.
Dahası, bu ayrımlar hukuk, iletişim ve etik gibi farklı alanlarda da farklı sonuçlar doğurur. Örneğin, kötü niyetli bir bilgi paylaşımı hukuki yaptırıma tabi olabilirken, iyi niyetli ama yanlış bilgi yalnızca eğitime konu olabilir.
Bu nedenle doğruluk kontrolü yapan kişi ve kurumlar, her içerikte “burada hangi bilgi tipiyle karşı karşıyayız?”sorusunu sormalıdır.
📚 Kaynaklar:
- Wardle, C., & Derakhshan, H. (2017). Information Disorder: Toward an interdisciplinary framework for research and policy making. Council of Europe.
- Oxford Internet Institute (2018). Computational Propaganda Report.
- UNESCO (2020). Disinfodemic: Deciphering COVID-19 disinformation.
- Doğrula.org